Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat
Eurasian Academy of Sciencestr-TREurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal2149-3561Türkçe 2942 SAYILI KAMULAŞTIRMA KANUNUNA GÖRE ARAZİ VASFINDAKİ TAŞINMAZLARIN DEĞERİ İLE PİYASA DEĞERİ ARASINDAKİ FARKLILIKLARIN ORTAYA KONULMASI: GÖLBAŞI ÖRNEĞİ
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1501
<p>Kamu ve özel sektör eli ile yapılan altyapı yatırımları (demiryolu, baraj, karayolu, enerji nakil hatları, doğalgaz ve petrol boru hatları) için arazi edinimi ve taşınmaz değerlerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de kamu ve özel sektör tarafından yapılacak yatırım projeleri için taşınmazların temini kapsamında idarelerin tam ve kısmen kamulaştırma veya irtifak kamulaştırması işlemlerinde başlıca sorun, arazi değerlerinin tespitinde yaşanmaktadır. Yatırım projelerinin inşa edildiği alanda veya güzergahta bulunan taşınmazların değerleme işlemleri 2001 tarih ve 4650 Sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ilgili maddelerine göre yapılmaktadır. Kamulaştırmaya konu olan taşınmazın vasfına göre üç farklı değerleme yöntemi kullanılmakta olup arsa vasfında ise emsal değer, arazi vasfında ise gelir değeri ve taşınmaz üzerinde yapı var ise maliyet-birikmiş amortisman üzerinden değer tespiti yapılmaktadır. Söz konusu yatırımların genellikle tarım arazilerinden geçmesi sebebiyle ilgili Kanuna göre taşınmazın değeri net gelir yöntemine göre belirlenmektedir. Ancak yapılan değer tespiti piyasa değerinin altında kalması ve gerçeği yansıtmaması sebebiyle çoğu zaman taşınmazın sahibi tarafından kabul görmemektedir.</p> <p>Araştırmada amaçlanan; arazi ediniminde kullanılan net gelir yönteminin değer tespiti konusunda eksik yönlerini ortaya çıkarmaktır. Bu kapsamda Ankara İli Gölbaşı İlçesi Halaçlı Mahallesi’nde 34 adet, Tulumtaş Mahallesi’nde 24 adet, Topaklı Mahallesi’nde 12 adet ve Velihimmetli Mahallesi’nde 55 adet olmak üzere toplam 125 adet parsel tarım arazisi incelenmiştir. Taşınmazların kuru tarım arazisi ve sulu tarım arazisi ayrımı yapılarak Net Gelir Yöntemi ile Karşılaştırmalı Satış Analizine göre değer tespitleri yapılmış, değerler arasındaki farklılıklar tespit edilmiştir. Sonuç olarak net gelir yöntemine göre bulunan değerlerin taşınmazların piyasa değerini yansıtmaması ve yasal çerçevede yapılabilecek değişiklikler ile çözüm önerileri üzerinde durulmuştur.</p>Yeşim TanrıvermişBilal KILIÇ
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-0825214410.17740/eas.stat.2024-V25-03KANSER TEDAVİSİNDE HASTA MEMNUNİYETİ VE TRAKYA ÜNİVERSİTESİ BALKAN ONKOLOJİ HASTANESİ ÖRNEĞİ
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1452
<p><strong>Amaç:</strong> Bu çalışmada da kanserle mücadelede bir ihtisas hastanesi olan Trakya Üniversitesi Balkan Onkoloji Hastanesi’nde sunulan sağlık hizmetlerinden yatan ve ayakta tedavi gören hastaların memnuniyet düzeyleri test edilmiştir.</p> <p><strong>Veri Edinimi: </strong>Anket çalışması Nisan – Eylül 2017 tarih aralığında Trakya Üniversitesi Balkan Onkoloji Hastanesi’nde yatan ve ayakta tedavi gören hasta gruplarının her ikisini de kapsamıştır. Anketler yatarak tedavi gören hastaları temsilen 226 kişiye ve ayaktan tedavi gören hastaları temsilen de 439 kişiye olmak üzere toplam 665 deneğe uygulanmıştır.</p> <p><strong>Yöntem: </strong>Anket çalışması gerçekleştirildikten sonra veri analizinde ilk olarak betimleyici temel istatistiklerin tablolaması gerçekleştirilmiştir. Betimleyici istatistikler sonrasında güvenilirlik testi gerçekleştirilmiştir. Ardından da ölçek geçerliliği test edilmiştir. Güvenilirliğin ve geçerliliğin ön koşul olarak tespiti sonrasında bu defa ikili ve çoklu fark testleri yapılmıştır.</p> <p><strong>Bulgular:</strong> Çalışmada elde edile bulgular hem yatarak hem de ayakta tedavi edilen hastaların verilen hizmetten genel olarak yüksek memnuniyete sahip olduklarını desteklemektedir. Deneklerin memnuniyet düzeylerindeyse cinsiyete, medeni duruma ve gelir durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir ayrışmanın görülmediği tespit edilmiştir. Buna karşılık sunulan bazı sağlık hizmetlerinde deneklerin mezuniyet düzeyine göre istatistiksel olarak anlamlı farkın varlığı tespit edilmiştir.</p> <p><strong>Sonuç:</strong> çalışmada elde edilen bulgular, hem ve yatan hem de ayakta tedavi gören hastaların, Trakya Üniversitesi Balkan Onkoloji Hastanesi’nde sunulan otelcilik hizmetlerinden hem de sağlık personelince sunulan tedavi edici sağlık hizmetinden yüksek düzeyde memnun olduklarını desteklemektedir.</p>Fatma Nur ÇİÇİNMurat Çiftçi
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-0825598010.17740/eas.stat.2024-V25-05GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE BANKA KRİZLERİ İLE MAKRO İHTİYATİ POLİTİKALARIN DİNAMİK ETKİLEŞİMLERİ
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1395
<p>Bu çalışmada, seçilmiş gelişmekte olan ekonomiler örneği üzerinden makro ihtiyati politikaların banka krizi olasılığını düşürüp düşürmediği ekonometrik olarak analiz edilmiştir. Analizlerde, orta üst gelir grubunda yer alan ve geçmiş kırk yıllık dönemde iki veya daha fazla banka krizi deneyimi olan yedi gelişmekte olan ülkeden derlenen veriler kullanılmıştır. Çalışma banka krizleri ile makro ihtiyati politikalar arasındaki dinamik etkileşimleri merkezine almasına karşın, büyüme hızı ve enflasyon oranları gibi bazı kilit makro ekonomik değişkenler ile banka krizlerinin öncü göstergelerinden birisi olarak kabul edilen kredi açığı da analizlere dahil edilmiştir. Tüm bu değişkenler, modellemede bağımlı değişkenler olarak dikkate alınmıştır. Diğer yandan, gelişmekte olan ekonomilerde finansal sarsıntılara ve krizlere neden olabilen dış şokların etkilerini temsilen petrol fiyatları ve ABD merkez bankasının politika oranı bağımsız değişkenler olarak modellerde yer almıştır. Bu değişkenler seti, panel yapısal kalitatif vektör otoregresyon yöntemi ile analiz edilmiş ve olası şokların etkilerini saptayabilmek için etki-tepki fonksiyonları hesaplanmıştır. Ulaşılan bulgular, makro ihtiyati politikaların banka krizi olasılığını düşürdüğünü göstermiştir. Bununla beraber, bu tür politikaların ekonomik faaliyette yavaşlamaya neden olduğu da görülmüştür. Yüksek büyüme potansiyeli olan gelişmekte olan ülkeler için bu yavaşlamanın kısa süreli olacağı söylenebilir. Diğer yandan, ekonomide toplam arz veya toplam talep şokları meydana gelmesi durumunda banka sisteminin krize girme olasılığının arttığı da saptanmıştır.</p>K. Batu TunayNecla TUNAY
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-08259311710.17740/eas.stat.2024-V25-07KARAR AĞACI YÖNTEMİYLE TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER: 1991-2020 ABD ÖRNEĞİ
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1422
<p style="font-weight: 400;">1990’dan itibaren ivmelenen teknolojik değişimler, imalat sanayinde oluşan değerin önemli ölçüde kaynağıdır. Dolayısıyla ortaya çıkan gelir artışlarının büyük ölçüde emek, sermaye ve diğer üretim girdilerinden yani toplam faktör verimliliği (TFV) büyümesinden kaynaklandığı vurgulanmıştır. TFV’yi ekonomik gelişimin önemli bir kaynağı olarak gören hatırı sayılır bir literatür bulunmaktadır. Çalışmanın amacı, ABD’de 1991-2020 yılları arasında dayanaklı ürün üretimindeki toplam faktör verimliliğini etkileyen faktörleri incelemektir. Veri madenciliği yöntemlerinden karar ağacı metodu kullanılan çalışmada Clasification and Regression Tree (CART) algoritması kullanılmıştır. İlgili literatür ile uyumlu olan çalışmanın bulgularına ve karar ağacı sonucuna göre en iyi on senaryo verilmiştir. Ayrıca patent sayısı, araştırmacı istihdamı ve Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payının artması, TFV artışını önemli ölçüde etkilemektedir.</p>Masoud SHEIKHIYüksel BAYRAKTAR
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-082511813310.17740/eas.stat.2024-V25-08YÖNETİCİ HEMŞİRELERİN ÖFKE DÜZEYİ VE İFADE TARZININ HİZMET KALİTESİNE ETKİSİ
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1517
<p>Hemşirelerin öfkelerini tanımamaları ve öfke ile ilişkili enerjiyi sağlıklı bir şekilde kullanmamaları neticesinde kurumun verimliliği ve kalitesi hem sağlıkları hem de kurumdaki verimlilikleri nedeni ile kalite ve performansını olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle, kurum tarafından verilen sağlık hizmetinin kalitesi, kurumun başarısı, kurumun güvenliği, kendi sağlığı ve performansı araştırılırken, yönetici hemşirelerin öfke ve öfkelerini ifade etmelerine ilişkin tutumlarının öğrenilmesinin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada; bu amaç doğrultusunda yönetici hemşirelerde öfke ve hizmet kalitesine yansıması konusunda değerlendirme yapmak için araştırma sonucunda çıkan bulguları kaliteye yorumlamak amaçlanmıştır. 224 yönetici hemşirenin katılımı ile yapılan araştımada; yapılan korelasyon analiz sonucunda; Sürekli Öfke Boyutu ve sağlıkta hizmet kalitesi ile %6.4 oranında negatif yönde (azaltıcı) anlamlı ilişki, Kontrol Altına Alınmış Öfke Alt Boyutu ve sağlıkta hizmet kalitesi ile %35,3 oranında pozitif yönde (artırıcı) anlamlı ilişki, Dışa Vurulan Öfke Alt Boyutu ve sağlıkta hizmet kalitesi ile %8.8 oranında negatif yönde (azaltıcı) anlamlı ilişki ve son olarak İçte tutulan öfke alt boyutu ve sağlıkta hizmet kalitesi ile %9.8 oranında negatif yönde (azaltıcı) anlamlı ilişkili tespit edilmiştir. Regresyon analizi sonucuna göre sürekli öfke ve sağlıkta hizmet kalitesi negatif yönlü anlamlı ilişkili, kontrol altına alınmış öfke ve sağlıkta hizmet kalitesi pozitif yönlü anlamlı ilişkili, Dışa vuran öfke ve sağlıkta hizmet kalitesi negatif yönlü anlamlı ilişkili ve son olarak İçte tutulan öfke ve sağlıkta hizmet kalitesi negatif yönlü anlamlı ilişkili tespit edilmiştir.</p>Fatma ÇORUHAltay İltan AKTÜRK
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-0825819210.17740/eas.stat.2024-V25-06INFLATION CONVERGENCE IN FRAGILE FIVE COUNTRIES: EVIDENCE FROM RALS-LM UNIT ROOT TESTS
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1494
<p>Bu çalışmanın amacı, Kırılgan Beşli ülkeleri olan Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye’de enflasyon yakınsaması olup olmadığının sınamaktır. Çalışmada 1995:1-2023:12 dönemi aylık TÜFE endeksi verileri dikkate alınmıştır. Her bir ülkeye ait enflasyon oranı grup ortalamasından çıkartılarak elde edilen enflasyon fark değişkenlerine yapısal kırılmayı dikkate alan geleneksel LM ve RALS-LM birim kök testleri uygulanmıştır. Geleneksel LM birim kök testlerinde kullanılan regresyonların kalıntılarının normal dağılıma uygunluk göstermediğinin belirlenmesinin ardından RALS-LM birim kök testlerinin sonuçları dikkate alınmıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde sadece Hindistan ve Türkiye ülkelerinde enflasyon yakınsamasının olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre Kırılgan Beşli ülkeleri arasında enflasyon yakınsamasının zayıf düzeyde olduğu ifade edilebilmektedir. Kırılgan Beşli ülkeleri arasında zayıf düzeyde enflasyon yakınsamasının varlığı, bu ülkeler açısından ortak bir para politikasının oluşturulamayacağını ve ortak bir parasal bir birliğin kurulamayacağının göstergesidir.</p>Özlem Göktaş
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-082511110.17740/eas.stat.2024-V25-01BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN YOLSUZLUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: AB GEÇİŞ EKONOMİLERİ ÖRNEĞİ
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1516
<p>Toplumlarda yolsuzluğun yaygınlaşması, toplumlar açısından çok sayıda sosyal ve ekonomik maliyete yol açabilmektedir. Bu bağlamda yolsuzluk kamu kaynaklarının israf edilmesine, halkın hükümete olan güveninin azalmasına, verimsizlik ve adaletsizliğe yol açabilmektedir. Bu çalışmada JKS (2021) nedensellik testi kullanılarak 2002-2022 döneminde 11 AB geçiş ekonomisinde bilgi ve iletişim teknolojileri ile yolsuzluk arasındaki karşılıklı etkileşim incelenmiştir. Nedensellik analizi sonuçları bilgi ve iletişim teknolojileri ile yolsuzluk arasında karşılıklı etkileşim olduğunu göstermektedir.</p>Aysun KARAMIKLI ÇETİNLevent AYTEMİZ
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-0825122010.17740/eas.stat.2024-V25-02TÜRKİYE’DE FOSİL YAKIT VE YENİLENEBİLİR ENERJİNİN YÜK KAPASİTESİ FAKTÖRÜNE ETKİSİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE İÇİN BOOTSTRAP FARDL YAKLAŞIMI
https://eurasianacademy.org/index.php/econstat/article/view/1506
<p>Bu çalışma fosil yakıt kullanımı, yenilenebilir enerji kullanımı, ekonomik büyüme ve kentleşmenin yük kapasitesi faktörüyle etkileşimlerini Türkiye özelinde ekonometrik olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Yük kapasitesi faktörü çevresel arzın yanında çevresel talebi de okuyabilen oldukça kapsamlı bir çevre göstergesidir. 1961-2022 ve 1990-2022 dönemi yıllık verilerin kullanıldığı çalışmada uzun dönem etkileşimler Bootstrap FARDL eşbütünleşme testiyle sınanmış bu etkileşimlere ait katsayılar FMOLS (Tamamen Değiştirilmiş En Küçük Kareler) ve DOLS (Dinamik Sıradan En Küçük Kareler) tahmincileriyle elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Türkiye’de fosil yakıt kullanımı, yenilenebilir enerji kullanımı, ekonomik büyüme ve kentleşmenin yük kapasitesi faktörüyle uzun dönem etkileşimlerini doğrulamaktadır. Fosil yakıt kullanımı, ekonomik büyüme ve kentleşme yük kapasitesi faktörünü azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe zarar verirken yenilenebilir enerji kullanımı yük kapasitesi faktörünü artırmaktadır. Bu durum bize Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılmasının ve kullanımının yaygın hale getirilmesinin gerekliliğini göstermektedir. Kentleşmenin ve ekonomik büyümenin çevresel tahribata neden olduğu göz önünde bulundurulduğunda çevre dostu yeşil teknolojiler ve yeşil finansmanın kentsel gelişim ve ekonomik büyümeye entegrasyonu yük kapasitesi faktörünü artırarak sürdürülebilir çevreyi destekleyebilecektir.</p>Meral Çabaş
Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Econometrics Statistics & Emprical Economics Journal
2024-11-082024-11-0825455810.17740/eas.stat.2024-V25-04