https://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/issue/feedEurasian Academy of Sciences Social Sciences Journal2024-08-27T11:21:18+00:00Open Journal Systemshttps://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/article/view/1479ALİ MÜMTAZ AROLAT’IN DALGALARLA BERABER ŞİİRİNİN ÇÖZÜMLENMESİ2024-08-14T18:47:43+00:00Ülkü Kübra CİHANKERulkukubrakologlu@hotmail.comFikret USLUCANf_uslucan@hotmail.com<p>Bu çalışmanın amacı, Ali Mümtaz Arolat’ın 1921’de Dergâh dergisinde yayımlanan Dalgalarla Beraber<br>şiirini anlaşılır kılmak ve denizin imgesel anlamını ortaya çıkarmaktır. Tahlil, klasik şiir çözümleme tekniği ile<br>yapılmıştır. Beş ayrı parçadan oluşan nehir şiirin her bir parçası müstakil olarak değerlendirilmiş, sonuç kısmında<br>ise genel yargıya varılmıştır.<br>Dergâh dergisi yazar kadrosundan Hasan Râsim Us’a ithaf edilen şiirin izleği, denizdir. Şairin iddiası<br>denizin insana, insanın da denize ayna gibi yansıtıcı bir işlev üstlendiği yönündedir. Denize hangi duygu durumu<br>ve düşünceyle yaklaşılırsa deniz o şekilde insanoğluna cevap verir. Ayrıca deniz azametiyle bu duygu ve<br>düşünceleri abartma kudretine de sahiptir. Bundan yararlanmayı tercih eden kişi, öfke anında denizi bir intikam<br>aracı olarak kullanır. Böylelikle katarsis yaşar ve ruhunu kendisine yabancılaştıran olumsuzluktan kurtularak<br>arınır.<br>Arolat, uçsuz bucaksız görüntüsü ve ulaşılamaz derinliğiyle denizi, insanın iç âlemiyle özdeşleştirir.<br>Şiirde deniz, kişinin duygu ve düşüncelerini anlamlandırmayı ve böylelikle hayatının kontrolünü ele almayı<br>sağlayan bir ayna, bir mercek ve bir intikam aracı görevindedir.</p>2024-08-27T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journalhttps://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/article/view/1485MCRAT VE RAPS İLE NASDAQ100 KAPSAMINDAKİ SEÇİLMİŞ ŞİRKETLERİN FİNANSAL PERFORMANSLARINA GÖRE SIRALANMASI2024-08-27T11:01:43+00:00Kubilay ERİŞLİKkubilayerislik@ticaret.edu.tr<p>Bu çalışmada, hisse senedi piyasasında yatırım kararı vermek için kullanılan iki yeni çok kriterli karar verme yöntemi (ÇKKV) tanıtılmıştır. İlk yöntem, alternatif izine göre çoklu kriter sıralaması (MCRAT) olarak adlandırılmıştır; ikincisi ise çevre benzerliğine göre alternatifleri sıralama (RAPS) yöntemidir. Çalışmada, NASDAQ 100 endeksinde yer alan 79 hisse senedi, 9 farklı finansal gösterge çerçevesinde MCRAT ve RAPS yöntemleri ile sıralanmıştır. Elde edilen sıralama sonuçları, aynı alternatif ve kriterler kullanılarak yaygın olarak tercih edilen TOPSIS yöntemi ile karşılaştırılmıştır. Analizler sonucunda, MCRAT ve RAPS yöntemlerinin, TOPSIS yöntemi ile elde edilen sıralama sonuçlarıyla yüksek korelasyona sahip olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle, MCRAT ve RAPS yöntemlerinin hisse senedi piyasasında yatırım kararı verirken güvenle kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.</p>2024-08-27T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journalhttps://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/article/view/1482BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GELİR DAĞILIMI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ2024-08-23T16:43:45+00:00ESRA ERİK AKYOLesra.erk04@hotmail.com<p>Bankacılık sektörü, finansal sistem içinde önemli bir alt sektör olarak yer almakta ve ekonomik birimler arasında gerçekleştirilen faaliyetlerin yürütülmesinde son derece kilit bir rol üstlenmektedir. Zira bankalar ekonomik sistem içinde finansal aracılık yapma, talep edilen kredileri değerlendirme ve izleme, para politikalarındaki etkinliği arttrma, toplumda yaratılan gelir ve servet dağılımını etkileme ile gerçekleştirilen birçok ulusal ve uluslararası ticari işlemi destekleme ve geliştirme şeklinde önemli işlevleri yerine getirmektedir. Bakıldığında ülke ekonomileri etkin ve verimli bir şekilde sermaye birikimi elde edebilecekleri ve bu birikimleri de etkin yatırımlarda kullanabilecekleri gelişmiş bir finansal sistem organizasyonuna ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla finansal sistemin önemli bir parçası olan bankacılık sektörünün de büyümesi ve gelişmesi, ekonominin de büyümesi ve gelişmesi anlamına gelmesinden ötürü finansal sistem içinde bankacılık sektörü ne kadar güçlü ve sağlam olursa o ülkedeki ekonomik büyüme ve gelişmede o ölçüde yüksek olabilmektedir. Diğer yandan ülkelerin oluşturdukları ekonomi politikaları ile ulaşmak istedikleri bazı hedefleri söz konusudur. Bu hedefleri arasında ekonomide yaratılan gelirin adil bir şekilde dağılımının sağlanması veya gelir dağılımını iyileştirme amacı ön plana çıkmaktadır. Bu bakış açısından hareketle; çalışmada, Türkiye ekonomisi özelinde gelir dağılımı ile bankacılık sektörü arasındaki ilişki ve bankaların ekonomide yaratılan gelirin toplumdaki dağılımı üzerindeki etkisi 2000-2022 arası dönem için grafiksel olarak incelenmiş ve elde edilen sonuçlar ortaya konulmuştur.</p>2024-08-27T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journalhttps://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/article/view/1457ADLİYE ÇALIŞANLARINDA ÖRGÜTSEL BAĞLILIK2024-06-08T15:13:19+00:00Buğra Berkay uludoğanbugraberkayulu@gmail.com<p>Örgütsel bağlılık kavramı, çalışanların çalıştıkları işletmeye yönelik sergiledikleri olumlu duygusal tepkilerdir. Bu, çalışanların örgütün hedef ve değerlerine uygun bulmalarını, örgüt içindeki rollerini kabullenmelerini ve zorlayıcı faktörlerden ziyade kendi iradeleriyle örgüte aidiyet duygusu geliştirmelerini içerir. Adliyede çalışanların örgütlerine bağlılığı, adliyelerde sunulan hizmetlerin kalitesini artırmaktadır. Adaletin hızlı ve doğru bir şekilde tecelli etmesi, çalışanların görevlerine olan bağlılığıyla yakından ilişkilidir. Örgütsel bağlılığı yüksek olan çalışanlar, iş yerlerinde daha uzun süre kalma eğilimindedirler. Bu da personel sirkülasyonunu azaltır ve deneyimli personelin adliye sisteminde kalmasını sağlar. Örgütsel bağlılığı yüksek olan çalışanlar, ekip çalışmasına ve işbirliğine daha yatkındır. Böylece, adliye içindeki iş süreçlerinin daha koordineli ve uyumlu olmasını sağlayacaktır. Adliye çalışanlarının bağlılığı, hukuki süreçlerin etkinliğini ve güvenilirliğini artıracaktır. Bu, kamu güvenini ve memnuniyetini de olumlu yönde etkiler. Kamu kurumlarının başarılı olması için insan faktörünün önemi her geçen gün çok daha fazla artmaktadır. Kurumlarına bağlı personellerin üstün hizmet verebilmeleri için örgütlerine olan bağlılıklarının artması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, örgütsel bağlılığın adliye çalışanları açısından değerlendirmesini yapmak, ilişkili kavramları ele alarak, önerilerde bulunmaktır.</p>2024-08-27T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journalhttps://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/article/view/1486ORTAOKUL BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENLERİNE YÖNELİK MOBBİNG VE İŞ PERFORMASI İLİŞKİSİ2024-08-27T11:11:04+00:00Cem GÜNELcemsays@hotmail.com<p>Mobbing, iş yerinde bireylerin maruz kaldığı psikolojik taciz ve zorbalık davranışları olarak tanımlanabilir. Bu tür olumsuz davranışlar, çalışanların iş performansını ciddi şekilde etkileyebilir. Mobbing mağdurları genellikle özgüven kaybı yaşar, motivasyonları düşer ve işlerine olan bağlılıkları azalır. Sürekli stres altında kalmaları, odaklanma sorunlarına ve üretkenlikte düşüşe neden olabilir. Ayrıca, mobbing nedeniyle çalışanlar arasında yüksek devamsızlık oranları, artan işten ayrılma istekleri ve tükenmişlik sendromu görülebilir, bu da genel iş verimliliğini olumsuz etkiler. Mobbing, sadece bireyin performansını değil, aynı zamanda tüm ekibin moralini ve örgütün işleyişini de bozabilir. Eğitim kurumlarında huzurlu ve destekleyici bir çalışma ortamı, öğretmenlerin ve diğer personelin işlerine daha fazla odaklanmalarını ve öğrencilerin ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermelerini sağlar. Mobbing davranışlarının tespit edilmesi ve ortadan kaldırılması, kurum içindeki çalışma barışını korur ve uzun vadede hem çalışanların hem de öğrencilerin başarılarını artırır. Bu çalışmanın amacı, İstanbul’da görev yapan ortaokul beden eğitimi öğretmenlerine yönelik olarak mobbing algıları ve çalışan performansı arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Çalışmaya 248 kişi beden öğretmeni gönüllü olarak katılmıştır. Korelasyon analizi sonucunda mobbing ile iş perfoemansı arasında negatif yönde anlamlı ilişki belirlenmiştir (r=-0.583, p<0.01). Mobbing arttıkça iş performansı %58.3 oranında düşecektir. Regresyon analizi sonucunda, mobbing algısı 1 br. arttığında iş performansı 0.550 br. azalış gösterecektir (β=-0.550, p<0.01). Ayrıca, mobbing alt boyutları ile yapılan regresyon analizi sonucunda, iş performansını üzerinde en olumsuz etki yaratan değişken iş ve kariyer ile ilgili engellemeler olarak elde edilmiştir. </p>2024-08-27T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journalhttps://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/article/view/1487PANSİYONLU ORTA ÖĞRETİM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN ÖRGÜTSEL STRES KAYNAKLARI (DENİZLİ İLİ ÖRNEĞİ)2024-08-27T11:21:18+00:00Halit ULUSOYh.ulusoy20@hotmail.comHatice ULUSOYhatice_inal@hotmail.com<p>Stres, insanın çevresel koşullara uyumunu güçleştiren, sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen, çalışma yaşamında performansını düşüren, bireysel, örgütsel ve kurumsal açıdan modern çağın en önemli sorunlarından birisine dönüşmektedir. Stresin en yoğun yaşandığı sosyal ilişkiler alanından birisi de eğitim-öğretim alanı ve bu alanın temel kurumu olan okullardır. Eğitim-öğretim faaliyetinin kitleselliği, etkililiği düşünüldüğünde, bu alanda yaşanan stresle mücadele edilmesi, bu alanın temel bileşenlerinden birisi olan öğretmenlerin stres kaynaklarının tanımlanması bir zorunluluktur. Bu amaç doğrultusunda yürütülen bu araştırmada, pansiyonlu ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin örgütsel stres kaynaklarını algılama biçimleri, bu kaynakların öğretmenler üzerindeki etkileri ve öğretmenlerin bu kaynaklara göre farklılaşma biçimleri incelenmiştir. Araştırmanın evreni içerisinden araştırmanın amacı, sınırlılıklar ve olanaklar gözetilerek 15 okul seçilmiş, bu okullarda görev yapan 258 öğretmen, araştırmanın örneklem grubu olarak seçilmiştir. Araştırmada kullanılan veri toplama aracı, Aslan (1995) tarafından geliştirilmiş, Merkan (2011) tarafından güncelleştirilmiştir. Araştırmada kullanılan “Öğretmenlerin Örgütsel Stres Kaynakları Anketi” 13 boyuttan meydana gelmektedir. Araştırma sonucunda yöneticilerin tutum ve davranışları, insan ilişkileri ve denetim biçiminin 13 boyut içerisinde en düşük örgütsel stres kaynağını oluşturduğunu saptanmıştır.</p>2024-08-27T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journalhttps://eurasianacademy.org/index.php/socialsciences/article/view/1484OSMANLI DEVLETİ’NDE TANZİMAT DÖNEMİ DANIŞMA MECLİSLERİ2024-08-26T01:11:44+00:00Bekir Çelikbcelik0658@gmail.com<p>Türk tarihi boyunca ilk Türk devletlerinden başlayarak hükümdara devlet işlerinin yürütülmesinde yardımcı kurullar oluşturulmuştur. Bunlar sırasıyla Kurultay, Toy, Divan, Şura, Divanı Hümayun, Meşveret gibi isimlerle anılmışlardır. XVIII. yüzyıldan itibaren kaybedilen savaşlar ve batılılaşmanın etkisiyle padişahlar geniş kapsamlı danışma kurulları oluşturmuşlardır. Bu dönemden itibaren artık danışma kurulları süreklileşmeye ve resmileşmeye de başlamıştır. I. Abdülhamid’den itibaren başlayan “Meşveret Meclisi” kavramı bir sonraki padişah III. Selim döneminde tam işlevli bir kuruma dönüşmüştür. III. Selim Nizamı Cedit adıyla başlattığı ıslahat sürecinde Meşveret Meclisi’nin hazırladığı Layihalara göre hareket etmiştir. XIX. yüzyılın başlarından itibaren II. Mahmud tarafında kurulan “Meclisi Valayı Ahkâmı Adliye” ve “Darüşuayı Askeri” ile birlikte danışma meclisleri artık tamamen Osmanlı devlet yönetiminin bir parçası olmuştur. Tanzimat döneminde Sultan Abdülmecid döneminde kurulan “Meclisi Ali Tanzimat” padişahın yanında adeta bir karar organı gibi çalışmış, adli, idari, askeri birçok yetkiye sahip olmuştur. Bu dönemde Divanı Hümayunun artık kaldırılmış olması ve yerine kurulan Nazırlıkların birer bakanlık şeklinde olması hepsinin üstünde bir denetim mekanizmasını zorunlu kılmıştır. Yine Tanzimat döneminde kurulan ve devlet idaresini tümüyle denetleyen ve günümüz Danıştay kurumunun öncülü olan “Şûrâ-yı Devlet” kurumu kendi döneminde devletin en etkili kurumu olmuştur.</p> <p> </p>2024-08-27T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2024 Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journal