TAKSİMLERİN NOTAYA ALINMASI ÜZERİNE BİR İNCELEME
DOI:
https://doi.org/10.17740/eas.art.2023-V16-09Anahtar Kelimeler:
Klasik Türk Müziği- Taksim- Doğaçlama- Usûl- MotifÖzet
Klasik Türk müziğinin en önemli türlerinden biri olan taksim, makama dayalı olarak doğaçlama biçiminde yapılan melodik bir seyirdir. Bir fasılın girişinde, ortasında veya farklı makamlardaki eserler arasında yapılan geçişte sıklıkla karşımıza çıkan taksim, kendisinden sonra icra edilecek eserlerin makamına uygun olarak dinleyicinin kulağını önceden hazırlama esasına dayanır. İlgili makamın kuralları içerisinde doğaçlamaya dayalı olarak icra edilen taksim, klasik Türk müziği sözlü eserlerindeki “gazel”; Türk halk müziğinde ise serbest ritimli ya da ritimli bir ezgiden önce, herhangi bir çalgı ile doğaçlama çalınan ancak sonrasında çalınacak ezginin melodik yapısıyla örtüşen bir icra biçimi olan “açış” ile benzerlik gösterir. Doğaçlamanın hemen hemen tüm müzik türlerinde karşımıza çıkan bir olgu olarak sadece sanatsal faaliyetler açısından değil eğitim-öğretim hayatında da belli bir sistematik içinde aktarılabilmesi büyük önem taşımaktadır. Klasik Türk müziğinde doğaçlamaya dayalı bir tür olan taksim, icracıların kendilerini ifade etmesinde özgür bir alan sağladığı gibi büyük bir müzikal birikimi de zorunlu kılar. İcracılar hem çalgı üzerinde teknik hâkimiyete sahip olmalı hem de icra edilecek olan makamın tüm özelliklerine ait teorik bilgiye sahip olmalıdır. Taksimler notaya alınırken ölçüsüz olarak değerlendirilir. Ancak, ritmik algısı gelişmiş eğitimli kişiler, taksimin kendi içinde ritmik bir yapı temelinde gerçekleştiğini rahatlıkla fark eder. Bu çalışmada, taksimde kullanılan motiflerdeki akışın, ritmik bir yapı oluşturduğunu göstermek amacıyla birim değeri 1/8’lik olan usûller kullanılarak ezgiler tek tek motiflere ayrılmıştır. Bu yöntemle notaya alınan taksimlerde, usûllerin kendi giderleri değil, ezgilerin içerisinde barındırdıkları ritmik yapı, tempo değişiklikleri ile usûllere uygulanmıştır.