TÜRK MÜZİĞİ RİTİM YAPILARININ TÜRK HALK MÜZİĞİ VE TÜRK SANAT MUSİKİSİ NAZARİYATI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRMALI İNCELENMESİ (TRT GİRESUN TÜRKÜLERİ ÖRNEĞİ)
DOI:
https://doi.org/10.17740/eas.soc.2024.V56.05Anahtar Kelimeler:
Türk Halk Müziği, Türk Sanat Musikisi, Giresun Türküleri, Türk Müziği Nazariyatı, UsûllerÖzet
Türk müziğinin usûl, makam, tavır, çalgı, icra, tür ve kültür çeşitliliğine sahip çok zengin bir müzik türü olduğu söylenebilir. Bu çeşitliliğin sonucunda Türk müziği benzer kavramlara sahip olmasına rağmen Türk Halk Müziği (THM) ve Türk Sanat Musikisi (TSM) olarak iki farklı isimle adlandırılmaktadır. Günümüzde amatör veya profesyonel Türk müziği eğitiminde, THM ve TSM’nin terim ve kavramlarının birbiriyle aynı olması ancak farklı şekillerde adlandırılması zaman zaman kavram karmaşasına neden olmaktadır. Bu karmaşanın Türk müziği konservatuvarlarının, müzik eğitimi bölümlerinin ve amatör müzik eğitimi kurumlarının (dernekler, halk eğitim, özel müzik kursları v.b.) başlıca sorunlarından biri olduğu söylenebilir. Ayrıca, bu sorunun Türk müziğinin Batı müziği gibi herkes tarafından kabul edilebilir standart bilgilere sahip olmasının önünde bir engel teşkil ettiği düşünülebilir. Araştırmada, Türk müziğinin eğitim yoluyla gelecek nesillere aktarılmasında birleştirici ve kolaylaştırıcı yeni yöntemlerin uygulanması amaç edinilmiştir. Araştırma, Türk müziği eğitiminin standartlaşması ve bu sayede her iki müzik türünün birleştirilerek eğitilmesi açısından önem arz etmektedir. Çalışmanın örneklemini, usul çeşitliliğinin diğer illere oranla daha fazla görüldüğü TRT repertuvarında bulunan Giresun Türküleri oluşturmaktadır. TRT repertuvarında bulunan 64 türkü 10 farklı usulde derlenmiştir. Araştırmada “Betimsel” yöntem kullanılmıştır. Betimsel yöntem doğrultusunda da “Tarama” (Survey) modelinden yararlanılmıştır. Araştırmada, bu yöntemler ile elde edilen veriler analiz edilerek yorumlanmıştır. Araştırma kapsamında Türk Müziği Usûlleri’nin, THM ve TSM başlıkları altında karşılaştırmaları yapılmış olup, bu karşılaştırma sonucunda bu iki türün birbirine benzediği ve ortak kavramlarla beraber öğretilebileceği görülmektedir.