LÂDİKLİ MEHMED ÇELEBİ’NİN “ZEYNÜ’L ELHÂN” VE “ER-RİSÂLETÜ’L FETHİYYE” ESERLERİNDEKİ ŞÛBELERİN BENZERLİK ve FARKLILIKLARI
DOI:
https://doi.org/10.17740/eas.eus.2019-V11-06Anahtar Kelimeler:
Geleneksel Türk Mûsıkîsi- Lâdikli Mehmed Çelebi- Edvâr- ŞûbeÖzet
Mûsıkî sanatı, Türklerin kurduğu tüm medeniyetlerde, her devirde önemini korumuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türkler, mûsıkî kültürlerini de beraberlerinde getirmiş, Anadolu’da bu kültürlerini geliştirmişlerdir. Bu aktarımda en önemli unsuru, mûsıkî sanatının yazılı belgeleri oluşturmaktadır. Yazılı belgeler içerisinde edvâr adı verilen kuram kitapları Türk mûsıkîsi kuramı ile ilgili temel kaynaklardır. Orta Asya’da Fârâbî, İbn-i Sinâ, Safiyüddin Abdülmümin Urmevî, Abdülkadir Merâgî ve Lâdikli Mehmed Çelebi gibi mûsıkî bilginlerinin yazmış olduğu edvârlar günümüze ışık tutmaktadır. Bu kuramcılar içerisinden Lâdikli Mehmed Çelebi’nin kaleme aldığı iki eser, Türk mûsıkîsi kuramında temeli oluşturan, makâm âvâze şûbe ve terkipler konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Lâdikli Mehmed Çelebi’nin mûsıkî kuramı hakkındaki ilk eserinin, 1483 yılında yazdığı “Zeynü’l- Elhân fî İlmi’t- Te’lîfî ve’l Evzân” olduğu bilinmektedir. 1484 yılında kaleme aldığı eser ise “er-Risâletü’l Fethiyye” adını taşımaktadır. Lâdikli Mehmed Çelebi, eserlerinde makâm, âvâze, şûbe ve terkiplerin isimleri ve sıralamalarını açıklamalarıyla sunmuştur. İlk yazdığı, kısaca Zeynü’l Elhân olarak adlandırılan eserinde 4 şûbe tanımlarken, Fethiyye’sinde 24 şûbe tanımlamış ve bunların eski bilginlerin ifadeleri olduğunu belirtmiştir. Bu eserinde vurguladığı eski ve yeni bilginlere göre sınıflandırdığı şûbelerdeki farklılıkların, karşılaştırmalı olarak irdelenmesi gerekliliği doğmuştur. Her iki eserden elde edilen verilerin de karşılaştırmalı olarak sunumu doğrultusunda, Lâdikli Mehmed Çelebi’nin şûbeler hakkındaki görüşlerinin iki eser içeriğindeki benzerlikleri ve farklılıkları çalışmamın konusunu oluşturmaktadır.